Haddini Bilmek TDK Sözlüğüne göre;
1- Kendi değer ve yeteneğinin farkında olmak,
2- Konumuna, durumuna uygun davranmak.
Büyüklük duygusuna kapılmış kişilerin ayarı bozuktur, sınırlarını bilmezler. Vazgeçilmezim sanırlar, Böbürlenerek, büyüklenerek konuşurlar. Kendilerini itici, istenmez kişiler haline getirirler. Sonları yalnızlığa mahkûm olmaktır.
Kibirli kişilerden nemalananlar, beslenenler çıkarları uğruna anlamsız bir şekilde bu kişilerin peşinden giderler.
Narsist insanlar arkadaşları tarafından ilk başta mükemmel olarak algılanır. Çok sevilen, başarılı övülmeye layık kişilik olarak görülür ve Sevgiyi manipülatif davranışlar ile almaya çalışırlar. Kişileri kendi menfaatleri doğrultusunda kullanırlar.
Manipülasyon, insanları çıkarları için kullanmak ve kontrol etmek demektir. Manipüle, bir kişinin başkasına kendi görüşlerini dayatması, akıl oyunlarıyla hileye başvurarak başkalarının düşüncelerini kontrol etmesidir.
Manipülatif insanlar gözlemcidir. Karşısındakileri konuştururlar. Karşısındaki hakkında derinlemesine bilgi sahibi olurlar. Karşısındaki hakkında ipuçları yakalamaya çalışırlar. Onlardan elde ettikleri korkuları ve zayıf noktaları hakkında edindikleri bilgileri daha sonra kullanmak üzere depolarlar. En belirgin özellikleri yalan söylemedeki ustalıkları ve gerçekleri çarpıtmadaki başarılarıdır. Yaşanmış bir olayın yaşanmadığına insanları ikna edebilirler. Kendileri gibi düşünmeyenlere tahammül edemezler.
Karşı cinsle ilişki konusunda karşısındaki insana değersizlik, yetersizlik hissettirir. Karşısındaki insanı yalnızlaştırarak üstünlük kurmaya çalışır. Emir vermeyi sever. Emri dinlemeyene öfke kusar. Sinirlenirler.
Narsistik kişilik yapısı olan insanlar, büyüklük duygusunu yoğun ve yüksek yaşarlar. Kendilerini özel, üstün bulunmaz Hint kumaşı gibi hissederler. Başkaları üzerinden prim yapmaya çalışırlar. Diğer insanları aşağılayarak küçük görürler. Başkalarının haklarına tecavüz ederler, trafikte kendilerini daha çok belli ederler, kimseye yol vermezler, alçak dağları onlar yaratmıştır. Sıra beklemek, sıraya girmek onlara göre işler değildir. Kendilerini Kaf dağında gördüklerinden herkesten üstün ve ayrıcalıklı yaratıklar olduğunu düşünürler ve herkesten aynı ayrıcalığı beklerler.
Kendilerinde olmayan üstün meziyetleri varmış gibi görürler. Kendilerine hayrandırlar.
Kendilerine adeta tapar hale gelmişlerdir. Mütevazı olarak kendilerini gösterseler de bu doğru değildir.
Başarıların kendi meziyetlerinden kaynaklandığını sanırlar, İş başındayken etrafları yaptıkları görev nedeniyle dolu ve kalabalık olan bu insanlar, emekli olduklarında dünyanın kaç bucak olduğunu anlarlar. Etraflarında kimse kalmaz. Zamanında peşlerinden koşan kişilerin menfaat kalabalığı olduğunu çok geçmeden anlarlar.
Bu yüzden arkalarında sıradan olma gibi müthiş bir korku yaşarlar. Sıradan yaşamaktansa ölmeyi bile düşünebilirler. Başarısızlığı kaldıramazlar. Narsisizm arttıkça intiharlar da artar.
Her şeyin kendi kontrollerinde olmasını isteyen narsistik insanlar her şeye karışırlar. Benim dediğim olacaktan başka bir şey bilmezler. Parmakla gösterilmek en büyük arzularıdır. Bunun için kendilerinin önüne geçmesinden kuşku duydukları insanların devamlı kuyusunu kazarlar. Kendi saltanatlarının devamı için tehlikeli insanlar haline gelirler.
Kendisi de dâhil olmak üzere herkes buna âşıktır. Dünyanın en güzel, en yakışıklı insanı odur. Herkes onun başarılarını kıskanır. Herkes onun düşmanıdır.
Dünyamız, narsistik kişilerle yaşamak zorunda olan insanlarla doludur. Narsistik kişi sınırlarını bilemediği veya bilmediği için yeri geldiğinde onlara çüş diyecek kişilere ihtiyaç bulunur.
Narsistik kişiler eşlerini veya sevgililerini kölesi gibi görür. Kalk deyince kalkmalılar, yat deyince yatmalıdırlar. Bu durum da aile ilişkilerinde derin yaralar açar. Mütevazı davranmak karşınızdaki narsistik kişiye yaramaz. Size akıl vermeye kalkar. Eleştirildiklerinde saldırganlaşırlar. Narsistik kişiyi sınırlarınıza sokmaz kesin kırmızıçizgilerinizi çizerseniz o da haddini bilmeye başlar.
Haddimizi biliyor ve kişisel menfaatlerimizi toplumsal faydaya çevirebiliyorsak ne mutlu bizlere…