ALPER ŞAŞMAZ/ ANKARA
TÜRK Tabipleri Birliği (TTB) Covid-19 İzleme Kurulu, Türkiye’de ilk COVID-19 vakasının resmi olarak açıklanmasından bu yana geçen 6 aylık süreci kapsayan değerlendirme raporunu, 21 Eylül 2020 tarihinde zoom üzerinde düzenlenen basın toplantısı ile kamuoyuna duyurdu. TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, TTB COVID-19 İzleme Kurulu üyeleri Prof. Dr. Kayıhan Pala, Prof. Dr. Özlem Kurt Azap, Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz ve Doç. Dr. Osman Elbek’in katıldığı basın toplantısında, COVID-19 pandemisinde Türkiye’de gelinen durum ve önümüzdeki sürece ilişkin tespit, uyarı ve öneriler aktarıldı.
“TTB ÖNERİLERİ HAYATA GEÇİRİLSE TÜRKİYE’DE BU KADAR HASTA VE ÖLÜM YAŞANIR MIYDI?”
Basın toplantısının açılış konuşmasını yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, TTB olarak, verilerin şeffaf ve güvenilir olması, sağlık çalışanlarının nitelikli koruyucu ekipman eksikliği yaşamaması, test sayısının arttırılması, salgınla mücadelenin hastane değil birinci basamak merkezli yürütülmesi, sağlık sisteminin bu durum dikkate alınarak düzenlenmesi gerektiğine yönelik uyarıları salgının başından bu yana yaptığını hatırlattı. Yeniden açılmanın ve gerektiğinde kapanmanın epidemiyoloji bilimi çerçevesine uyarak şekillendirilmesi, gerektiğinde uygulanacak fiziksel hareketlik kısıtlamasının kamu ve özel sektör çalışanlarının tümünü kapsaması, salgından en çok etkilenen grupların belirlenerek onlara özel önlemler alınması önerilerini de dile getiren Adıyaman, “Eğer TTB’nin bu başlıklar halinde özetleyebileceğimiz önerileri hayata geçirilseydi bugün Türkiye’de bu kadar hasta ve ölüm yaşanır mıydı? sorusunu yöneltti.
“AÇILMA DÖNEMİNİ BİLİMSEL KRİTERLERE UYGUN YAPMADIK”
Adıyaman’ın konuşmasının ardından rapora ilişkin sunumu COVID-19 İzleme Kurulu üyesi Doç. Dr. Osman Elbek gerçekleştirdi. Elbek, salgının yayılma hızında Türkiye’de bölgeler arasında ciddi fark bulunduğuna dikkat çekerek, salgınla mücadelenin bu bölgesel farklılıklara göre şekillendirilmesi gerektiğini belirtti. “Salgın yönetilemiyor, fırtına kapıda” değerlendirmesini yapan Elbek şunları kaydetti: “Yaklaşan mevsimsel grip salgınıyla Covid-19 birleştiği bir süreçtir. Bu literatürde kusursuz fırtına olarak adlandırılmakta. Çünkü bu sürecin çok daha fazla ölümcül etkisi olabileceğini öngörüyoruz, bu yüzden fırtına kapıda demeye çalışıyoruz. Başarılı olduğu alanlar veya işine yarayacak sahip olduğu avantajlar, sağlık çalışanlarının özverisi ve bilimin gücü. Geliştirilmesi gereken zayıf yönleri ise sağlıkta dönüşüm programı, salgın yönetim yetersizliği, birlikte çalışabilme becerisi olmayışı ve pandemiyi doğru okuyamamak.
Pandemi sürecine olumsuz etki yapan problem ve riskler ve tehdit ise otoratik ülke yönetimi. Türkiye'de tepeden tırnağa her şey artık ortak aklın dışında yürümeye başladı. ‘Ben bilirim’ zihniyeti salgın yönetimi politikasına yapılacak en kötü adımdır. Hep birlikte yönetmeye, bir birimizden öğrenmeye ihtiyacımız var. Salgının kontrol altına alınma politikasının demokratik ve ortak akıldan geçen bir sistemi tüm Türkiye inşa etmekten geçtiğini görüyoruz. Yaşanan ekonomik kriz ve sağlığın ticarileşmesi, hastanelerin ticarethane olarak kabul edilmesi bir tehdit.
TTB olarak Temmuz ve Ağustos'ta uyarı yaptık. Bunun iyi bir şey olmadığını, eğer buna etkin önlem alınmazsa Eylül ayında, grip mevsimine çok yüksek hasta sayısıyla girebileceğimizi ifade etmiştik. Keşke hayat bizi doğrulamasaydı. Şimdi önümüzde bizi bir tsunami bekliyor. Biz yüksek bir toplumsal bulaş havuzuyla bu sürece giriyoruz. Çünkü açılma dönemini bilimsel kriterlere uygun yapmadık.” Elbek ayrıca Sağlık Bakanlığı tarafından salgınla ilgili açık ve şeffaf yeterli veri paylaşılmadığını, eksik ve şeffaf olmayan verilerle salgınla mücadele etmenin mümkün olamayacağını vurguladı.