KARDELEN UÇAK
Konya, Ankara Mamak, Düzce, İstanbul Bayrampaşa gibi birçok şehirde artan hayvan cinayetleri ve eziyetleri karşısında Doğa ve Çevreyi Koruma, Yaşatma Derneği (DOĞÇEV) Başkanı Behiye Fatma Eryılmaz açıklamalarda bulundu.
“Önce Can” sloganıyla hayvan haklarını korumaya alan DOĞÇEV, tüm Türkiye’de sokakta zor şartlar altında yaşayan ve sahipleri tarafından terkedilmiş hayvanlara ev sahipliği yapıyor. Derneğe ait hayvan evine getirilecek olan canlılar, önce muayeneden geçerek kısırlaştırılıyor ve çiplenerek hem devlette kimlik sahibi oluyor hem de derneğin özel dosyasına fotoğrafı çekilerek kaydediliyor.
117 dönümlük arazisiyle hayvanlara kapı açan dernek, kamera sistemiyle korunuyor. Her yerde çeşmeye sahip olan arazinin ağaçlandırılması yine DOĞÇEV tarafından yapılıyor. Dernek güncel sayısıyla yaklaşık 130 tane kediye, 54 tane köpeğe ve 45 tane tavşana yuva olurken onların beslenmesine ve bakımına da önem veriyor. Her gün ortalama 40 50 kilo eti büyük kazanlarda pişirerek hayvanlara servis ediliyor. Hayvanların yaz ve kış mevsimine göre yaşam alanları düzenlenirken kışın gün boyu ısıtıcılar çalışıyor ve kulübelerde rüzgar kesici perdeler kullanılıyor. Kedilere ait yastık odasında sıcaklık daim tutularak düzenli olarak yastık yıkama gerçekleştiriliyor.
HAYVANLAR KADAR ONLARIN YAŞAM ALANLARINA DA EMEK VEREN DERNEK
Hayvan haklarını koruma altına alan, barınak ve rehabilitasyon merkezleri için daha köklü yaptırımlara sahip olan ve hayvana zarar veren vatandaşlar için caydırıcı cezalar içeren yasayı; barınaklarda denetlenmeyi sıklaştıracak yapıyı talep eden DOĞÇEV, hayvanın yaşam hakkına duyulacak saygının ve sevginin küçük yaştan başlayacağını görüyor. İmrahor Deresi, Yeşilkent Mahallesi’nde bulunan DOĞÇEV hayvan evinde, belirli günlerde çocuklarla hayvanları kaynaştırmak için piknik ve etkinlikler düzünlerken yetişkinler için de benzer etkinlikler ile ağaç dikim aktiviteleri gerçekleştiriyor. Geçtiğimiz 4 Ekim Hayvan Haklarını Koruma Günü’de yetişkinlerle “hayvan haklarını korumak için doğayla barışmak gerek” düşüncesini benimseyerek yaklaşık 250 ağaç dikilmiş ve etkinliğin ardından hayvanların yaşam hakkı için yapılabilecek çalışmalar tartışılmıştı.
HAYVAN HAKLARININ İHLALİ KARŞISINDA BİRÇOK İHBAR VE ŞİKAYET PLATFORMU VAR
Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından oluşturulan altyapılar sayesinde eziyet gören, yaralı ve hasta, hakları ihlal edilmiş hayvanlar korunabilir hale geldi. Sokak hayvanlarının zor durumda olduğu fark edildiğinde 112 numaralı telefondan hayvan polislerine ulaşılabilir, İç İşleri Bakanlığı’nın HAYDİ uygulamasını indirerek çevrimiçi ihbarda bulunulabilir. E-Devlet Kapısı Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvanları Koruma Bilgi Sistemi ve Şikayet Hattı üzerinden çevrimiçi başvuru ile dilekçe gönderilebilir, ilgili alana fotoğraf ve video eklenerek kanıtlanabilirliği artırılabilir.
"HAYIRSIZ ADA’DA YAPILDIĞI GİBİ VAHŞİCE ÖLDÜRMEKTİR”
Konya’da yaşanan hayvan cinayetinin ardından barınakların daha sıkı denetlenmesi gerektiğini, bu suçun hayvan katliamının çok daha ötesinde idrar içen köpeklerin de bulunduğu şartları dile getiren DOĞÇEV Başkanı Behiye Fatma Eryılmaz, “Bugün Konya, Ankara Mamak, Düzce, İstanbul Bayrampaşa gibi bir sürü il ve ilçede Belediye Başkanları “canlar toplansın” denince bunu yaparken Orta Çağ anlayışıyla canlarımızı öldürmek yolunu seçtiler. Toplatılmak şsart değil; kısırlaştırın. Gördüğümüz manzaralar bizi utandırdı. Hayvanları öldüren bu insanlar acımasız ve kötü. Konya’daki olay sadece köpeklerin başına kürekle vurarak öldürmek veya kedileri toplayıp, ağızlarını bantlayıp poşetlemek değil. Konya’da birbirlerini yiyen, susuzluktan çişlerini içen köpekler ve bir sürü ölü köpekle dolu olan bir barınaktan söz ediyoruz. Bu; Hayırsız Ada’da yapıldığı gibi vahşice öldürmektir. (1910’da Hayırsız Ada katliamında belediye başkanı artan köpek nüfusu üzerine 80 bin civarı köpeği Hayırsız Ada’ya taşıdı. Adanın besin yetersizliğinden dolayı köpekler tek tek öldü.) Gece, belediyenin kapalı araçlarla operasyon düzenleyip barınağı boşaltması da bunun bir kanıtıdır.” ifadelerini kullandı.
“KATLEDİŞ SEFERBERLİĞİ ‘GELİYORUM’ DEDİ”
Türkiye’de hayvan nüfusunu azaltmak gibi sebeplerle “katlediş seferberliği” başlatıldığını belirten Eryılmaz, “Sizlerle bu röportajı yaşam alanlarımızın tanıtımıyla ilgili yapmak isterdik. Ne yazık ki bugünkü ortamda bu yapmak çok anlamlı değil. Türkiye’de yaşanan bu katlediş seferberliği “geliyorum!” dedi. Bugün bakamadığımız vahşice olan bu görüntüleri canlarımız yaşadı ve öldü. Bunun katlediş seferberliği adım adım geldi. Yirmi yıldır önerdiğimiz önlemler alınmadı. Canlarımız aç susuz, işkence ve ölüme mahkum edildi.” dedi.
“HAYVAN BARINAKLARI TAM DONANIMLI HAYVAN HASTANESİ OLABİLİR”
Geçici hayvan barınaklarının ve rehabilitasyon merkezlerinin tam donanımlı hayvan hastanelerine çevrilmesi gerektiğini aktaran DOĞÇEV Başkanı, “İnsanlığımızdan utandıran bu olayları çok yaşadık ancak bugün olay farklı bir noktaya taşınmıştır. Kanun yapıcılar ve uygulayıcılar hiçbir tedbir almayarak ve yaptırım uygulamayarak bugünkü zemini hazırladılar. Belediyeler geçici hayvan barınaklarını (rehabilitasyon merkezlerini) yani tam donanımlı hayvan hastanelerini yapmadılar. Kısırlaştırma seferberliği önerdik, öldürme seferberliği başlattılar.” diye konuştu.
Hayvanların sokaklarda tecavüze uğrayarak, aç susuz, soğuk ve sıcaktan korumasız, tehlike altında yaşamasını savunmadıklarını söyleyen Başkan Eryılmaz şöyle devam etti: “Görevini yapmayan yetkililer bu yetmiyormuş gibi canlarımıza işkence ve ölümü layık gördüler. Bizler, hayvan hakları koruyucuları olarak evlerimiz kedi köpek dolsun demiyoruz veya canlarımızın sokaklarda tecavüze uğrayarak, aç susuz, soğuk ve sıcaktan korumasız, tehlike altında yaşamasını savunmuyoruz. Bizler, can taşıyan en masum varlıkların da her canlı gibi hak ettikleri yaşamı sürmelerini istiyoruz.”
“GÖREVİNİ YAPMAYANLAR YETMEZMİŞ GİBİ HAYVANLARI ÖLÜME LAYIK GÖRDÜLER”
İnsanlara saldıran köpeklere karşı hayvanların toplatılması gerektiği düşüncesini kınayarak ve Hayırsız Ada’ya hatırlatan Başkan Behiye Eryılmaz, “Görevini yapmayan yetkililer yetmiyormuş gibi canlarımıza işkence ve ölümü layık gördüler. Bizler, hayvan hakları koruyucuları olarak evlerimiz kedi köpek dolsun demiyoruz veya canlarımızın sokaklarda tecavüze uğrayarak, aç susuz, soğuk ve sıcaktan korumasız, tehlike altında yaşamasını savunmuyoruz. Bizler, can taşıyan en masum varlıkların da her canlı gibi hak ettikleri yaşamı sürmelerini istiyoruz. Çocuklara, insanlara köpek saldırdı diye dış kaynaklı kurulan üç veya dört dernekten icazet alarak “köpekler toplansın” diyen zihniyeti kınıyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
“İLAHİ ADALET TECELLİ EDECEK”
“Önce Can” sloganını benimseyip haksızlıklara kanun yoluyla karşı çıkmakta kararlı olduklarını kaydeden Başkan, “Sokakta yaşamaya çalışan canlarımıza yapılan bu haksızlıklara kanun yoluyla karşı çıkmakta kararlıyız ve adalete güvenmek istiyoruz. İlahi adaletin de tecelli edecek, inanıyoruz. Bu kadar vahşeti ruhumuz vicdanımız kaldırmıyor. Ömrünün 40-45 yılını canlarımızın yaşam hakkını savunarak geçirmiş bir insan olarak, bu olayları görünce ölmek istedim. Yetkililerin, bütün hayvan hakları savunucularının gözü önünde, onları yok sayarak vahşeti iki görevlinin üstünde toplamaları manidardır. Kolluk kuvvetlerinin de hayvan hakları savunucularının karşısında engelleyici rol oynamaları, Valiliğin hayvan hakları savunucularını şehre ve barınağa girmelerine izin vermemesi de ilginçtir.” diyerek açıklamasına son verdi.