ALPER ŞAŞMAZ
Kamu emekçilerinin gün geçtikçe daha zor şartlarda yaşamını sürdürdüğünü ifade eden KESK, rakamların gerçeği yansıtmadığını belirterek TÜİK’i eleştirdi.
“TÜİK GÜVENİLİRLİĞİNİ KAYBETTİ”
TÜİK önünde basın açıklaması yapan KESK Ankara Şubeler Platformu tarafından şunlar kaydedildi: “Gittikçe derinleşen Ekonomik ve Sosyal yıkımın biz emekçiler üzerindeki etkilerini her geçen gün daha yakıcı bir halde hissediyoruz. İktidar, yönetememe krizini kabul etmek bir yana, her şeyin kontrollerinde ve bilinçli olarak yapıldığı algısını toplumun her alanına çizmeye çalıştığı pembe tablolar ile gizlemeye çalışıyor. Bu pembe tablonun ressamlarından birisi de şu an önünde olduğumuz TÜİK’tir. Artan maliyetlerin, yükselen enflasyonun, düşen alım gücünün, derinleşen yoksulluğun sebebini hepimiz biliyoruz. Yandaşların,5’li çetenin, hasta garantili hastanelerin, geçiş garantili köprülerin, yolların, HES sahiplerinin, yanan ormanlardaki ağaçlardan daha hızlı yeşeren lüks otelleri işletenlerin nasıl zenginleştiğini de biliyoruz. Aynı gemideyiz yalanıyla lüks kamaraları parselleyenlerin bizlere layık gördüğü hayatın acılarını hep birlikte yaşıyoruz. Bir avuç patronun zenginleşip, toplumun büyük kesimi daha büyük bir hızla yoksullaşırken, yoksulların cebindeki delik her geçen gün büyürken toplumu bu hale getiren iktidarları kalem oyunlarıyla temize çekmeye çalışan bir kurum haline gelen TÜİK, saydığımız adaletsizliğin başlı başına sebebi değilse de suç ortağıdır. TÜİK, güvenilirliğini kaybetmiş, yaptığı açıklamalar toplumun hiçbir kesiminde itibar görmeyen bir kurum haline dönüşmüştür. Yaptığı istatistik çalışmaları “iki kişiden sadece birisi tavuk yerken kişi başına yarım tavuk düşüyor” mantığına saplanmış, amacı sonuçları sayılarla gizleyerek göz boyamak haline dönüşmüştür. Asgari ücretten, tüketim malzemelerine, kira artışından maaşlarımızın belirlenmesine, vergi artışlarından trafik cezalarına kadar her türlü ekonomik verinin belirlenmesinde TÜİK rakamları esas alınmakta ancak yaptığı her açıklama şüphe barındıran bu kurumun açıklamaları kimseyi ikna etmemektedir.
“ENFLASYON FARKI ALDATMACASINA TESLİM EDİLDİK”
Biz Kamu Emekçileri yıllardır toplu sözleşme masalarında satış sözleşmelerinde yüzde 3’lük yüzde 5‘lik zam oranlarına mahkûm edilirken çalışanları enflasyona ezdirmeyeceğiz yalanıyla enflasyon farkı aldatmacasına teslim edildik. Uzun yıllardır almış olduğumuz zamlar aslında maaş artış zamları değil TÜİK’in manipülatif enflasyon rakamlarına sabitlenmiş bir maaş düzenlemesinin sonucudur. Ve hepimizin bildiği üzere açıklanan bu veriler bizleri gerçeklikten uzak açlık sınırının çok altında bir hayata mahkûm etmektedir. Ne hikmetse yılın son aylarında düşük hatta negatif çıkan enflasyon rakamlarının maaşlarımızın bir nebze de olsa artışına nasıl engel teşkil ettiğini hayretle izlerken günümüzde artık gizlenemeyecek hale gelmiş olan rakamların geçmiş yıllardan çok olsa dahi gerçekle uzaktan yakından ilgilisi olmadığını biliyoruz. Bildiğimiz bir başka şeyse ortada yalnızca bir gerçek olduğu ve o gerçeğin rakamlarınız değil yoksulluk olduğudur. Bununla birlikte enflasyon rakamlarının hesaplanış biçimindeki usulsüzlükler, pinpon toplu veri sepetlerinden belirlenen oranlar, internet üzerinden en ucuz fiyatların seçilerek veriler yaratıldığı bunun neticesinde istenen her rakamı belirleyen TÜİK, vatandaşların yüzde 93 nün güvenini kaybetmiş, yaptığı iş ekonomik felaketin müsebbibi olanların minarelerine kılıf hazırlamak olan bir kuruma dönüşmüştür. İktidarın sendikasının iktidarla yaptığı pazarlık sonucunda iktidarın belirlediği rakamlarla yüzdelik maaş artışı kararlarına ek olarak, enflasyon farkının ödenecek olması kararı ve her sene alınan zamların enflasyonun altında kaldığı gerçeği, verilerin güvenilirliğinin ötesinde aslında kamu emekçilerinin hiçbir zaman ücretlerine zam almadığı en iyi ihtimalle enflasyon oranında bir ücret aldığını göstermektedir. Bu durum ayrıca biz kamu emekçilerine verilen maaş zamlarının sadece hükümetle, sarı sendikasının anlaşmasıyla belirlenmediğini en az işveren kadar hatta daha da fazlasıyla emekçilerin aldığı maaş zammını belirleyen kurumun TÜİK olduğunu da göstermektedir. TÜİK’in bugün açıkladığı enflasyon oranının gerçeği yansıtmadığını biliyoruz. Yapılan bu manipülasyonun yoksulluğu daha da büyüttüğünü, ekmeğimizi daha da küçülttüğünü görüyor ve bu durumun sorumlularından olan TÜİK yöneticilerini uyarıyoruz. Rakamlardaki sihir gerçeğin duvarına çarptığında; kâğıt üzerinde enflasyonun artmadığı, işsizliğin düştüğü, Pandemi nedenli ölümlerin olmadığı, mutluluk endeksinin arttığı istatistiki yalanlar darmadağın olacaktır.
“GERÇEK ENFLASYON AÇIKLANSIN, SON ZAMLAR GERİ ÇEKİLSİN”
Gerçeğe yakın veriler açıklandığında başkanı değiştirilen bu nedenle makamını mevkiini korumak için gerçekleri ters yüz etmekten çekinmeyen yöneticilerin elinde ortaya çıkan gerçeğin rakamlar değil yoksulluk olduğunu bir defa daha görüyoruz. ENAG‘a göre 2021 yılı enflasyon artışı yüzde 82,81 olarak hesaplanırken, TÜİK e göre yüzde 36,08 olarak hesaplandı. Açıklanan bu rakamlar TÜİK’in gerçek enflasyondan habersiz olduğunu ya da “istediğim gibi hesaplarım” anlayışını devam ettirdiğini görüyoruz. Hiçbir geçerliliği olmayan TÜİK enflasyon verilerinin yerine bağımsız kuruluşlarca hesaplanan gerçek Enflasyon oranının açıklanmasını, maaş artışlarında bu oranın kullanılmasını halka yalan söyleyen sorumluların hesap vermesini istiyoruz. Yine son olarak belirtmek isteriz ki; 1 Ocak gece yarısı iktidar tarafından elektriğe yüzde 52-127, doğalgaza yüzde 25, buğdaya yüzde 23 ile benzin, motorin ve LPG’ye yapılan zamları kabul etmiyoruz, bu zamların derhal geri çekilmesini istiyoruz.”