M. UMUT KARAKÜLAH / ANKARA
MİMARLAR Odası tarafından başlatılan “Adalet Nöbeti’nin 31. gününde gazeteciler Ünsal Ünlü ve Sedat Bozkurt ile “Gündem Canavarı Ülke: Türkiye” söyleşisi gerçekleştirildi.
Söyleşinin açılışında konuşan Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Adalet Nöbeti tek adam rejimine ve baskıcı ortama karşı çıkan, hukuksuzluklara ve toplumu susturma operasyonuna karşı dayanışmanın adresi de olmuştur. Adalet Nöbeti söyleşilerimiz devam edecek. Hukuksuzluğa ve baskılara direnirken söyleşilerle katılımcıları da bilgilendirmeyi sürdüreceğiz. Sadece meslek odaları değil, tüm toplum adalet istiyor, adalete açlık her geçen gün büyüyor.” diye konuştu.
CANDAN: ADALET NÖBETİ’Nİ BİRLİKTE TUTMAYA DAVET EDİYORUZ
Candan, “Gezi’nin yıldönümünde herkesi Adalet Nöbeti’ne bekliyoruz. 31 Mayıs Gezi’nin yıldönümü. 31 Mayıs’ta Gezi’nin 9. yıldönümünde bütün örgütleri, bütün halkımızı Mimarlar Odası’nda devam eden Adalet Nöbeti’ni birlikte tutmaya davet ediyoruz. 1 Haziran saat 11.00’de de Güvenpark’ta Ethem Sarısülük’ün vurulduğu yerde karanfillerle Ethem Sarısülük’ü anacağız” diyerek sözlerini tamamladı.
Söyleşide Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz, derinleşen yoksulluk, iktidarın politikaları ve toplumsal muhalefet üzerindeki baskılar masaya yatırıldı.
SEDAT BOZKURT: GEZİ YERYÜZÜ TARİHİNDE BİR İLKTİR
Candan’ın ardından gazeteci Sedat Bozkurt, Gezi olaylarının başlangıcını, toplumda yaratmış olduğu etkiyi ve günümüzdeki yansımalarını kendi yaşamış olduğu olaylarla da birleştirerek anlattı. Bozkurt, Gezi olaylarının yeryüzünde bir ilk olduğunu ifade ederek “Gezi meselesi nedeniyle buradayız biz. Bizce iyi bir mesele çünkü bu coğrafyada Gezi’yi ne kadar anladığımız ve anlatabildiğimize yönelik şüphelerimiz var. Gezi nevi şahsına münhasır bir iştir. Muhtemelen yeryüzü tarihinde bir kez olur. Bir ikincisinin olmayacağı işlerden biriydi. Keyifliydi. Bir ülke için onur duyabileceği Bir işti. İnsanlar bireysel olarak oradalar ve kendilerini tek başına temsil etme yeteneğine sahip oldukları için oradalar. Bu bir tepki göstergesiydi. Gösterilere baktığımız zaman, insanların kendi aralarındaki ilişkiye baktığımız zaman bu ortaya çıkıyordu ama bu dönem nitelik ve kalite en gıcık kapılan alanlar. O yüzden orayı ötekileştirmeye, itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Çünkü kaliteli nitelikli ne varsa onu çürütüyorlar. Gezi’yi de içinden 3 kurban seçerek çürütmeye çalışıyorlar. Aparat olmuş bir yargı var. İktidarın hedeflerine katkı sağlamak için kullanılan. Onu da göz ardı etmemek lazım.” dedi.
Gezi olayları sonrasındaki yargılanmalara da değinen Sedat Bozkurt “Gezi yargılamaları bile bugün Türkiye’nin nasıl yönetildiğini, yargı başta olmak üzere kurumların nasıl siyasi iktidarın amaçları için kullanışlı hale geldiğini bir kez daha bize gösteriyor. O nedenle Gezi’yi ne kadar unutturmaya çalışırlarsa çalışsınlar ne kadar ötekileştirmeye çalışırlarsa çalışsınlar, bu ülkede Gezi diye bir şey yaşandı. Tarihin onurlu, temiz sayfalarında da yerini aldı. Kolay kolay da oradan silinmez. Gezi üzerine bir şeyleri inşa etmek lazım. Bu bir kazanımdı. Üzerine bir şeyler koymak lazım. Herkes kendi bulunduğu alanda direnmezse işin geldiği yer görülüyor. Her gün bir tane konser, bir tane etkinlik iptal ediliyor. Bir zaman sonra Konur Sokak’a girip çıkmak bu kadar rahat olacak mı bundan da emin değiliz. O nedenle Gezi üzerine bir şey inşa edilmelidir.” şeklinde sözlerini tamamladı.
ÜNSANL ÜNLÜ: GEZİ’Yİ TOPLUMUN HAFIZASINI TAZELEME OLARAK GÖRÜYORUM
Söyleşinin diğer konuğu olan gazeteci Ünsal Ünlü ise Gezi olayları her zaman bir hafıza tazeleme olarak gördüğünü, aylarca süren ve etkileri bugüne kadar devam eden o birlikteliğin temel gerekçesinin ise 10 yıl boyunca çekilen farklı farklı sıkıntıların bir patlaması olduğunu ifade etti. Ünlü “Adalet Nöbeti’nin bir parçası olabilmek, Gezi’nin bir parçası olabilmek, hepimizin onur borcu. İşin içerisinde Gezi olduğu zaman, tanımını yapmak lazım. Ben Gezi’yi her zaman bir hafıza tazeleme olarak görüyorum. Aylarca süren ve etkileri bugüne kadar devam eden o birlikteliğin temel gerekçesi, 10 yıl boyunca çekilen farklı farklı sıkıntıların ‘artık bana dokunma’ diyerek patlamasıdır. Yani oradaki insanların bir grubunun yaşam tarzına doğrudan müdahale edildi, bir grubun kılığına kıyafetine müdahale edildi, bir grubun siyasetin geldiği noktadan, bir grup yolsuzluktan, bir grup partisinin sesini yeterince duyuramamasından, bir grup etnik kimliğinden, etnik kimliğe bağlı siyasetten, ekonomik sorunlardan. Ama herkesi ortaklaştıran tek bir cümle: ‘bana karışma’.” dedi.
Gezi olaylarında herkesin bir hiyakesinin kaldığını ifade eden Ünlü “Gezi direnişi içerisinde hepimizin hikayesi kaldı. Biz bugün bir birliktelik yakaladık. Yaklaşık 10 sene öncesi Gezi ile birlikte hepimizin hafızasında çok iyi bir iz bıraktı. Biz farklılıklar içerisinde bir arada durabilmeyi gördük. Herkesin derdi farklıydı ama herkesin sıkıntısı oldu. Şimdi bugün gündemi yaşarken de benzer bir şeyin içindeyiz. Karamsarlık bizim ayağımıza en çok dolaşacak bağ. Bundan 3 yıl önce bir yerel seçim yaşayacağında söylenen şey karamsarlıktı, seçimin yapılamayacağıydı. Sandıklarda Sedat Peker’in adamları olacağıydı. Bugün o Sedat Peker iktidarın en büyük düşmanı. Bugün karamsarlığı üzerimizden atmamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Gazeteciler daha sonra katılımcıların sorularını yanıtladı. Ayrıca söyleşi öncesinde Yeni Meydan Sahnesi oyuncuları, Türkiye siyasetinde yaşanan olayları bir tiyatro oyunu şeklinde sergiledi.