ALPER ŞAŞMAZ / ANKARA
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından Temmuz 2021 Raporu yayınlandı. Rapora göre; 2021 Temmuz ayında erkekler tarafından 20 kadın öldürüldü, 12 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.
“12 KADININ HANGİ BAHANEYLE ÖLDÜRÜLDÜĞÜ TESPİT EDİLEMEDİ”
Platform tarafından rapora ilişkin yapılan açıklamada şu ifadeler yer alıyor: “Bu ay 20 kadın cinayeti işlenmiş, 12 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Öldürülen 20 kadından 12’sinin hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi, 8’i de boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü. 12 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor.
“KADINLAR KİMLER TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ?”
Temmuz ayında öldürülen 20 kadının 10’u evli olduğu erkek, 2’si birlikte olduğu erkek, 2’si tanıdık biri, 1’i baba, 1’i akraba, 1’i eskiden birlikte olduğu erkek, 1’i oğlu, 1’i ısrarlı takipçi olan erkek tarafından öldürülmüştür. 1 kadının ise fail ile olan yakınlığı bilinmemektedir.
“KADINLAR EN ÇOK EVLERİNDE ÖLDÜRÜLDÜ”
Kadınların 16’sı evinde, 2’si sokak ortasında, 1’i arabada, 1’i arazide öldürülmüştür. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 80’i evlerinde öldürüldü. 10’u kesici aletlerle, 8’i ateşli silahlarla, 2’si boğularak öldürüldü. Ulaşılabilen veriye göre öldürülen kadınların 3’ü bir işyerinde çalışıyor ve 17 kadının çalışma durumu bilinememektedir.
“TÜM EŞİTSİZLİKLERE KARŞI, TOPYEKÜN MÜCADELE”
1 Temmuz’da İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kalkmasının ardından Türkiye’nin pek çok yerinde eylemlerimiz sürdü. Ülkenin onlarca şehrinde İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğimizi haykırdık. Mücadelemiz siyasilerin önümüze koydukları engellerle gerileyecek bir mücadele değildir. Anayasayı, yasayı, sözleşmeyi uygulatacak; eşitlik, özgürlük ve ayrımcılığa son vermek için mücadele etmeye devam edeceğiz.
“EŞİTLİKÇİ FEMİNİZM İLE 81 İLE SON 9 İL KALDI”
“Kurtuluş için eşitlikçi feminizm şart.” demiştik. Eşitlikçi feminizmin simgesi olarak da yıldızlı feminamız meydanlarda almıştı yerini. Bu ay ise yıldızlı feminamızı meydanlardan kentlerin her bir sokağına taşımaya başladık. Şehir şehir, sokak sokak her yeri yıldızlı femina ile donatacak, eşitsizliğin her türlüsüne karşı mücadele edeceğiz. Kadın Meclisleri olarak 81 ilde örgütlenme yolunda 72. il Niğde oldu. Ülkenin her bir şehrinde, her bir kadınla buluşup örgütleneceğiz. Bu ay Niğde Kadın Meclisi kurularak ilk toplantısını gerçekleştirdi. 81 ile son 9 il kaldı. Buradan da tüm kadınlara şu çağrıyı yapalım: kadınları kalan 9 il olan Aksaray, Karaman, Çankırı, Ardahan, Erzincan, Tunceli, Siirt, Şırnak ve Gümüşhane’de buluşup Kadın Meclisleri kurmaya davet ediyoruz. Gelin ülkenin her bir ilinde eşitlik ve özgürlüğü sağlama yolunda örgütlü mücadeleyi birlikte sürdürelim.
“SPORDA VE HER ALANDA EŞİTLİĞİ SAĞLAYACAĞIZ”
2020 Tokyo Olimpiyatları Oyunları’nda kadın sporcular, pek çok galibiyetleri ile ülke gündemine oturdu. Bu galibiyet sevinçlerinin yanı sıra İhsan Şenocak yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: "İslamın kızı! Sen oyun alanlarının değil, imanın, iffetin, ahlakın, hayânın, edebin sultanısın; sen 'burnunu göstermekten utanan' anaların evladısın. Ekranlara ve sakallı ağabeylerinin popüler kültürün kurbanlarına 'sultan' demesine aldanmayasın! Umudumuz da, duamız da sensin!" Kadın sporcular hakkında asıl konuşulması gereken, ülkemizdeki bu cinsiyetçi söylem ve eleştirilere rağmen sporda ilerleyebilmeleridir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirmeye çalışarak kadınların sporda ilerlemelerini engelleme çabaları da sonuçsuz kalacaktır. Gericilerin, kadınların giydiklerine, yaptıklarına, hayat tarzlarına karşı gerçekleştirdikleri tüm saldırılara rağmen kadınlar sporda ve olmak istedikleri her alanda ilerleyecekler. Şanlıurfa’da yaşayan 13 yaşındaki hentbol oyuncusu Merve Akpınar, “Köyümün kız çocuklarının kaderini ben değiştireceğim.” diyen Merve, MEB talimatıyla okula alınmadı. Yine bu ay Osmangazi Belediyesi’nin düzenlediği yarışta, ilk üçe giren kadınların isimleri okunmayarak sadece erkeklere ödül verildi. Tüm kız çocukları ve kadınlar için toplumsal eşitliğini sağlayacağız.
“KADINLARI, ÇOCUKLARI, LGBTİQ+LARI KORUYACAK ÖNLEMLER ŞART”
Bu ay TBMM’de kabul edilen 4. yargı paketi ile cinsel istismar ve kasten öldürme gibi suçlarda tutuklama için somut delil şartı aranacak. 4. yargı paketi öncesinde mevcut delillere rağmen failleri tutuklamakta ayak diretilirken, yetkililer bu yargı paketiyle şikâyetçi olma ve etkin soruşturma süreci sağlamayı zorlaştırmaya sebep oluyorlar. Failleri koruyacak düzenlemeler yapmayı bırakın; anayasayı, yasayı, sözleşmeyi uygulayın. Bizler mücadelemizle adaleti sağlayacağız. Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin, Taliban’ın inancıyla ters bir yanı yok.” dedi. Taliban’ın inancında kadınların kırbaçlandığı, kız çocuklarının eğitiminin tehlike altında olduğu bir ülke vardır. Ülke yetkililerinin bu inançla ters düşmediğimizi savunması, bu inancın toplumun fikirleriyle örtüştüğü anlamına gelmez. Her türlü gerici, laikliğe ve eşitliğe karşı fikir ve uygulamayla mücadele ediyoruz, etmeye devam edeceğiz. Bu ay ülke gündemlerinin birisi de HPV aşısının ücretsiz olmasıydı. Rahim ağzı kanserine neden olan HPV virüsüne karşı genel aşılama yapılması TBMM gündemine getirildi. HPV aşısı ve tüm diğer aşıların ücretsiz olması gerekmektedir. Kadınların sağlığı için alınacak önlemler göz ardı edilemez.
“ADALET SAĞLANMAYAN KADIN CİNAYETİ VE ŞÜPHELİ KADIN ÖLÜMÜ KALMAYACAK”
Aleyna Çakır’ın ölümüne ilişkin kendisine dava açılmayan Ümitcan Uygun, geçtiğimiz aylarda uyuşturucu madde kullanımı sebebiyle tutuklanmasının ardından serbest bırakıldı. Ortadaki tüm deliller ve DNA örneklerine rağmen hakkında dava açılmayan Ümitcan Uygun ile ilgili etkili bir süreç yürütülmediğinden, Aleyna Çakır için adalet sağlanmıyor. Aleyna’nın şüpheli ölümünü mücadelemizle açığa çıkaracak, faillerin gerekli cezayı almasını sağlayacağız. Pınar Gültekin davasında ise olay yerinde fail Cemal Metin Avcı’nın anne ve babasının DNA’sı tespit edildi. Pınar öldürüleli bir sene oldu. Yetkililer olayın üstünden bir sene geçmişken daha yeni olay yerindeki delilleri ortaya koyuyor. Bu sürecin bu denli sürüncemede kalmasını kabul etmiyoruz. Pınar için öldürüldüğünde nasıl ülkenin dört bir yanında meydanları doldurduysak, her bir celsesinde de mahkemeleri doldurup adalet sağlanana kadar davanın peşini bırakmayacağız. Pınar Gültekin için adalet sağlanana kadar mücadeleye devam edeceğiz.
“6284 VE SONUÇLARI”
Şiddet uygulayanlara uzaklaştırma, yakın koruma gibi birçok tedbiri düzenleyen; kadınları maddi olarak güçlendirmekten kimlik bilgilerinin değiştirilmesine kadar birçok hak tanıyan ve kadın örgütlerinin yıllarca süren mücadelesi sonucu yürürlüğe giren 6284 sayılı kanun etkin uygulandığı takdirde kadınları koruyor. Kadınları korumak ve şiddeti önlemek için getirilen 6284 sayılı kanun yasalaşması İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasının ardından mümkün olabilmiştir. Trans kadın Beren Ecmel, İstanbul Harbiye’de transfobik saldırıya uğradı. Yüzünden yaralanan Ecmel, sözlü tacize uğramasının ardından fiziksel şiddet de gördü. Şarkıcı Çağatay Akman, eskiden birlikte olduğu Öykü Uslu'yu evinin önünde darp etti. Öykü’nün, daha sonra fail hakkında 2 ay uzaklaştırma kararı aldırdığı öğrenildi. Samsun’da eskiden evli olduğu Emriye Metoğlu’na sokak ortasında şiddet uygulayan fail İbrahim Z.’nin cezası yüksek mahkeme tarafından onandı. Adana’da yaşayan 44 yaşındaki 2 çocuk annesi Fikriye F. boşanmak istediği dini nikâhla evli olduğu Enes K. tarafından darp edildi. Daha sonra Fikriye’nin fail hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığı öğrenildi. İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6824’ün tam ve etkin uygulanmasının kadınlar için ne kadar hayati olduğunu tüm bu örnekler göstermektedir. Kadınların etkin korunması için tedbir kararları uygulanmalı, süreç takip edilmeli, devletin tüm birimleri kadınların haklarını korumalı ve görevini yerine getirmeyen kamu görevlileri cezasız kalmamalıdır.
“ŞÜPHELİ KADIN ÖLÜMLERİ DERHAL AYDINLATILMALIDIR”
Bir süredir raporlarımızda da açıkladığımız gibi intihar veya doğal ölüm gibi sunulan şüpheli kadın ölümleri ve şüpheli bir şekilde ölü bulunan kadın sayısında pandemi süreciyle birlikte çok ciddi bir artış yaşanmaktadır. Şüpheli kadın ölümleri, maalesef kadın cinayetlerinden daha da zorlu olabilmektedir. Kadınların öldürülüp öldürülmediği, gerçekten kaza ile mi öldükleri, kadınların toplumsal cinsiyet temelli öldürülüp öldürülmediği (kadın cinayeti olup olmadığı), intihar edip etmedikleri veya intihara sürüklenip sürüklenmediklerinin açığa çıkarılması gerekmektedir. Temmuz ayında öğrendiğimiz 12 kadının şüpheli ölümleri bir an önce açığa çıkarılmalıdır. Yapılacak şey bellidir; İstanbul Sözleşmesi fesih kararı geri çekilmeli, 6284 sayılı koruma kanunu ve İstanbul Sözleşmesi tüm kurum ve kuruluşlarla beraber etkin ve bütünlüklü uygulanmalıdır. Şüpheli kadın ölümlerinin soruşturmaları dikkatli bir şekilde incelenmeli ve hızlıca sonuçlandırılmalıdır.”