ALPER ŞAŞMAZ
Tüketici Hakları Derneği (THD), yeni yıl ile birlikte yapılan enerji zamları ve kış mevsiminde artacak olan enerji giderlerinin tüketicilerin bütçelerine olan etkilerini ve çözüm önerilerini bugün düzenlediği basın açıklamasıyla paylaştı.
“TÜKETİCİ HAKLARI AYAKLAR ALTINDA”
THD Başkanı Turhan Çakar tarafından okunan basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Yeni yılın ilk uygulaması olarak devreye konulan yüksek elektrik, doğal gaz, akaryakıt zamlarıyla tüketiciler soyulacak, şirketler kazanacak. Tüketicilerin evrensel haklarından olan temel gereksinimlerinin karşılanması hakkı kapsamında; ucuz enerjiye yani ucuz elektrik, ucuz doğal gaz ve ucuz akaryakıta erişim hakkı yüksek enerji zamlarıyla ayaklar altına alınmıştır. Bu son elektrik zamları ile birlikte dört kişilik bir hanenin aylık ortalama 230 kilowat saat elektrik tüketimi için ödeyeceği bedel 211TL’den 371,50TL’ye yükselecektir. Yani, dört kişilik hanenin ortalama aylık elektrik tüketim bedeli yüzde 76 zamlanmıştır.
“SOĞUK BÖLGELERDE VE SOĞUK MEVSİMLERDE BEDEL ARTACAK”
Dört kişilik bir hanenin aylık ortalama doğal gaz tüketimi 80.33 metreküptür. Bu miktar Türkiye’nin soğuk bölgelerinde ve soğuk mevsimlerinde iki ile beş kat artmaktadır. Doğal gaza yapılan zam ile birlikte dört kişilik hanenin aylık ortalama doğal gaz gideri 181.3TL’den 226.6TL’ye yükselecektir. Dört kişilik hanenin aylık ortalama elektrik ve doğal gaz giderleri toplamı 598 TL olacaktır. Kış aylarında ise doğal gaz tüketimi ve gideri ortalama 2 kat artacağından dolayı kış aylarındaki dört kişilik hanenin ortalama elektrik ve doğal gaza ödeyeceği bedel ise 825 TL olacaktır. Soğuk bölgelerde ve soğuk mevsimlerde ise bu bedel daha da artmaktadır. Özellikle de dar gelirli tüketiciler yüksek elektrik – doğal gaz zamları ve fiyatları nedeniyle ihtiyaçları kadar doğal gazı ve elektriği kullanamayacağından dolayı soğukta ve karanlıkta yaşamaya mahkûm edilmişlerdir.
“YÜZDE 18 KDV ORANI YÜZDE 1’E İNDİRİLMELİ”
Yüksek enerji zamları evrensel tüketici haklarına, kamu yararına ve sosyal devlet anlayışına tamamen aykırıdır. Bugünkü ekonomik koşullar dikkate alınarak, bilimsel olarak belirlenmiş yoksulluk sınırının altında geliri olan ve hiç geliri olmayan hanelere devlet yardımcı olmalıdır. Örneğin, aylık 230 kilowat saate kadar elektrik tüketen ve yaz aylarında aylık 30 metreküpe kadar, kış aylarında ve soğuk mevsimlerde ise aylık 200 mtreküpe kadar doğal gaz kullanan söz konusu hanelerden herhangi bir elektrik ve doğal gaz ücreti alınmamalıdır. Hiç geliri olmayan hanelerin enerji gereksinimlerinin tamamı ise ücretsiz olmalıdır. Bu ücretler devlet tarafından karşılanmalıdır. Tüketicilerin mağduriyetine ve soyulmasına neden olacak olan yüksek enerji zamları ile elektrikteki kademe sınırı ivedilikle iptal edilmelidir ve tüketicilerin soyulmasına son verilmelidir. Elektrik ve doğalgazdaki yüzde 18 KDV oranı yüzde 1’e indirilmelidir. Doğal gazdan alınan ÖTV ile elektrikten alınan enerji fonu kaldırılmalıdır.
“İTHALATA DAYALI ENERJİ POLİTİKALARINA SON VERİLMELİ”
Bugün Türkiye’de petrolün yüzde 90’dan fazlası ithal edilmektedir. Önemli miktarda akaryakıt ürünleri ithal edilmektedir. Doğal gazın yüzde 98’i ithal edilmektedir. Elektriğin yüzde 45-50’ye yakın bölümü ithal doğal gaz ve ithal kömürden üretilmektedir. Türkiye’nin en yüksek ithalat bedeli enerji ithalat bedelidir. 2020 yılında enerji ithalatına yaklaşık 29 milyar dolar ödenmiştir. Dolayısıyla ithalata dayalı enerji politikaları elektrik, doğal gaz ve akaryakıt ürünlerinin pahalanmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, ithalata dayalı enerji politikalarına son verilmelidir. Türkiye’de elektriğin yüzde 80’i özel elektrik şirketleri tarafından üretilmektedir. Elektrik dağıtımının yüzde yüzü ise elektrik dağıtım şirketlerince yapılmaktadır. Dolayısıyla özel elektrik üretim ve dağıtım şirketlerinin amaçları kar etmek olduğundan elektriğin fiyatı tüketicileri mağdur edecek düzeyde yükseltilmektedir. Aynı şekilde doğal gaz, petrol ve akaryakıt ürünlerinin ithalatı ve dağıtımı da özel şirketlerce yapıldığı için satış fiyatları yükseltilmektedir. Bu bakımdan, tüketicilerin enerjide mağdur edilmemesi için özel enerji şirketleri kamulaştırılmalıdır.
“UCUZ ENERJİ İÇİN YERLİ KAYNAKLARA DAYALI ENERJİ POLİTİKALARINA AĞIRLIK VERİLMELİ”
Elektrik, doğal gaz ve akaryakıt ürünleri temel bir üretim girdisidir. Dolayısıyla, bu üç temel girdiye yapılan zamlar iğneden ipliğe her şeyin zamlanmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, özel enerji firmalarının tüketicileri mağdur etmemeleri ve enerjinin girdi olarak malların üretim ve maliyet bedelini yükseltmemesi için enerji politikaları kamu yararına göre değiştirilmelidir. Enerjinin ucuzluğu için yerli kaynaklara dayalı enerji politikalarına ağırlık verilmelidir. Özellikle de ülkemizin güneşli ve önemli derecede rüzgârlı bir ülke olması nedeniyle elektrik üretiminin güneşe ve rüzgâra dayalı olarak yapılması belirleyici olmalıdır. Tüketicilerin yeterli ve ucuz enerjiye erişimi, enerjinin üretimi sürecinde insana, çevreye ve doğaya zarar verilmemesi için enerji politikalarının bu yönüyle de tüketici haklarına uygun olması gerekmektedir. Tüm tüketiciler adına ülke yönetimine çağrıda bulunuyoruz: yaşadığımız enerji sorunlarına ve pahalılığına ilişkin ortaya koyduğumuz çözüm önerilerimizin dikkate alınarak gereğinin ivedilikle gerçekleştirilmesini diliyor ve bekliyoruz.”